Sosyal Medyanın Etkin Kullanımı

Dijital çağa ayak uydurma konusunda ülke olarak çok hızlı ilerliyor gibi görünsek de bu ilerlemenin bir taraftan nasıl zararlar verdiğini görememekteyiz.

Tüm dünyayı kocaman bir bilinmezin içine alan pandemi süreci sonrasında tüm bireyleri yaşam alışkanlıkları üzerinde köklü değişimler yapmaya zorladı. Evde geçirdiğimiz sürenin artması; teknoloji ile olan bağımızı, bağımlılık seviyesinde kuvvetlendirirken neredeyse büyük küçük herkesin sosyal medya uygulamaları içerisinde kaldığı süre giderek arttı. İhtiyaçlarımızın büyük bir kısmını teknoloji ve sosyal medya üzerinden sağlarken, en çok ihtiyaç duyduğumuz sosyalleşmeyi de buradan elde etme çabamız bir taraftan dijital sosyallik kavramını, beraberinde sosyal yalnızları oluşturdu. Sanal dünyada kalma süresi arttıkça, yaşamın gerçekliğinden uzaklaşan bireyler, oldukları alanı, orada yaşanılan ve görülenleri gerçekmiş gibi algılamaya başlamış bu nedenle de ortaya yepyeni kimlikler ihtiyaçlar ve arayışlar çıkmıştır.

Teknolojinin ve sosyal medya araçlarının etkilerine, özellikle de olumsuz etkilerine maruz kalma riskimiz bu kadar artmışken, hepimizi farklı farklı tehlikeler beklerken, eğitimciler ve ebeveynler olarak sosyal medyanın doğru kullanımı konusunda bilinçlenmeliyiz. Bu dünyadan uzak kalmadan dijital dünya ile yaşamımız arasında doğru, sağlıklı bir denge kurma çabası sergilemeliyiz.

TEKNOLOJİ, SOSYAL MEDYA BİZDEN NE İSTİYOR?

Kendimize ara ara ‘Teknoloji ve sosyal medya bizden ne istiyor? ‘ sorusunu sormalı, cevaplarımızı inkâr etmeden duymalıyız. Zaman çağımızın en kıymetlisi ise eğer ve bizden farkında olmadan bu en kıymetlimiz alınıp, bağımlı olmamız ve onlarsız yapamayacak hale gelmemiz isteniyorsa işte tam da bu noktada alışkanlıklarımızı, tercihlerimizi ve fikirlerimizi yeniden şekillendirme ve bunun için yeni yollar geliştirme zamanı gelmiş demektir.

HANGİ YOL DOĞRU YOL?

Hayatımızda bu denli yer etmiş olan sosyal medyayı doğru kullanmanın önemini anlayarak ilk adımı atabiliriz aslında. Bu adımı önce evimizde ailemizle birlikte atmalı, ardından sosyal çevremizle paylaşarak sağladığımız dengenin etkisini genişletmeliyiz.

Siber dünya ve sosyal medyanın etkilerini olumlu hissedebilmek ve olumsuz etkilerinden korunabilmek için öncelikle, yaşamın gerçekliğinden kopmadan, o dünyada görülenlerin gerçek dışı kurgulanmış olaylar ve kimlikler olabileceğini unutmamalıyız. İşte sosyal medyada uzun süre vakit geçiren bireyler gördükleri her bir yaşamı, kişiyi ya da olayları gerçekmiş gibi düşünmekte, kendi hayatlarını sorgulamakta ve oradaki gibi olma düşüncesiyle kendi kişilik ve benliklerinin zamanla zedelenmesine neden olmaktadır.

Mükemmel olma düşüncesi, gördükleri hayattaki insanlar gibi olma çabası özgüven ve baskı problemi doğurmakta, bununla baş edemeyen bireyler kendilerini gerçek dünyadan soyutlayıp yalnızlaştırmaktadır.

YALNIZLAŞAN BİREYLER…

Yalnızlaşan bireyler farklı arayışlara girmekte bu kez sosyal medyada karşılaşılan gösterişli yaşama sahip olma beklentisi yeniden başka problemler yaratmaktadır. Hâlbuki bir şey çok mükemmel, kusursuz ve gerçek olamayacak kadar güzelse, bunun bir kurgu olduğunu düşünmekte yine zararlı etkilerden korunmanın bir başka düşünsel yoludur.

Hem kendimizin hem de yakın çevremizin sosyal medyaya bağımlı hale gelmesini istemiyorsak önce orada bulunmanın gerçekten ihtiyaç olup olmadığını düşünmeliyiz. İhtiyaçlarımızı karşılamanın yolunu gerçek dünyadaki seçeneklerimiz arasından seçmeliyiz. Tabi ki sosyal medyayı kullanacağız fakat bunu yaparken mutlaka kendimizi sınırlandırmalı gerçek yaşamdan uzaklaşmamak için güvenli alan oluşturmalıyız.

Sosyal medya ve dijital dünyanın kolaylaştırıcı yanlarını düşünmeli, görmeli, oturduğumuz yerden ihtiyaçlarımızla ilgili her türlü bilgiye belirli süzgeçlerden geçirerek ulaşabileceğimizi unutmamalıyız. Sesimizi duyurabilmenin, düşüncelerimizi paylaşabilmenin, olumluya evrilmenin en pratik ve hızlı yolu olduğunu düşünerek, her türlü yeni deneyimler elde edebilmenin en keyifli yolu olduğunu bilerek yol almalıyız.

Hem kendimize hem de yakınlarımıza ‘NEYE İHTİYACIN VAR?’ sorusunu sorarak aslında sosyal medyada ne için olduğumuzun cevabını bulmalıyız.

 

                                                                                                                                                                                                                                       ESİN TEKBAŞ