• 20 August 2022
  • 506
  • 1
Counseling
LAHANA SARMASI VE AKRAN ZORBALIĞI

Lahana sarması ve akran zorbalığı mı ?
  Tüm kış özlemini çektiğimiz “ memleketimize” tüm memleketlilerimiz gibi yaz tatili ve bayram ile kavuştuk. Yaz tatiline denk gelen bayram ile küçük ilçemizin nüfusu, ailesine, akrabasına, toprağına özlem duyan memleketliler ile  5 misline katlandı. Bayram öncesi hazırlıklar Karadeniz insanın kendi tabiatına uygun biçimde telaşlı geçti. Her evin bayramlarda olmazsa olmazı lahana sarması Karadeniz kadınının “Sen kaç tane sardın? “ sorusu ile rekabetçi doğasını da elbette yansıttı.

 Lahana sarmasını annem değişmez alışkanlığı ile her zaman  gece ev sakinliğe bürününce, mutfağın antika radyosunda çalan klasik Türk müziği eşliğinde sarıyor. Evimiz artık torun torba ile daha kalabalık ve annem de artık yetmişine merdiven dayadı. Bu sefer lahanaları geceye kalmadan ben sarmaya başlıyorum.  Annemin susmayan telefonlar ve kısa ziyaretler ile bir türlü kapanamayan kapılara yetişme telaşı sürerken bir gözü de bende… Mutfağa her giriş çıkışında sardığım lahanalara bakarken beklediğim müdahalesi geliyor;   “ biraz daha sıkı sar kızım pişerken dağılıyor.”  Ancak sınırlı sarma deneyimim ile ortaya koyduğum performans paralel. “Bırak ben devam edeyim diyor”. Çocukluk ve ilk gençlik yıllarıma hızlı bir dönüş ile yarım bıraktırıldığım, daha iyisi için müdahale edilen yönlerimin çocuk kaldığı ancak ebeveynlerimin fırsat sunduğu alanlarımın yetişkinliğimde yetkin yönlerim olarak ortaya çıktığını bir kere daha görüyorum.

Lahana sarmasını akran zorbalığından korunmaya nasıl saracağıma gelince:

  "Çocuğunuzu akran zorbalığından nasıl koruyacaksınız ? “ gibi reçete başlıklara hızlıca tıklamak ve okul çağı çocuğunun ebeveyni olarak korkularımızdan biri ile ilgili daha ehil olmak istiyoruz. Şimdi bu soruya beraber yanıt bulalım; Çocuğumuzu akran zorbalığından yetişkinler olarak doğrudan koruyabilir miyiz? Ebeveyn olarak mağdur, zorba ya da baskın olmayan bir modelleme ile beceri geliştireceği alanlar yaratarak zorbalık ve çatışmalarla baş edebileceği alanlarda özerkliğini destekleyerek mi onları koruruz?

  Lahana sarmasını annem sarmaya devam ederken ben de yıllardır gördüğüm ebeveyn tutumu ve çocuk davranışlarını düşündüm. Fazla koruyucu, kollayıcı, baskın ebeveyn tutumlarında çocuklar “hayır “ demekte, isteklerinin farkına varmakta, kendi tercihleri hakkında görüş ifade etmekte, çatışma çözmede güçlük yaşıyorlardı. Çünkü çocuğun arkadaşı ile çatışma yaşaması durumunda bu tutumda bir aile çözümü ya mağdur eden çocuğun karşına kendi çıkıyor ya da sorunu çözmek için çocuğun ailesini karşısına almayı çözüm yolu olarak tercih edebiliyordu. İşin aslı “helikopter”, "kar küreyici” ya da  “koruyucu” adı ne olursa olsun, bu yaklaşımda olan aileler kendi tutumlarını değiştirmekte de zorlanıyor ve aynı baskın tutumla uzman işbirliğinde de zorlanıyorlar ve tabii bizleri de zorluyorlardı. Ve en nihayetinde bu çocuklarda beceri gelişimi hep daha zor oluyordu. 

Çocuğunuzu akran zorbalığından ya da akran zorbası olmasından doğrudan siz koruyamazsınız. 
  Çocuğunuza mutlu, çözümcü, duyarlı olması için beceri alanları açarak destek olabilirsiniz. Ayrımlaştıran, ötekileştiren tutum ve dilden uzak olan bir model olarak çocuğunuzu koruyabilirsiniz. Çocuklar, büyük oranda izlemleri ve deneyimleri yoluyla öğrenirler. Baskın ya da demokratik olarak sınıflandırılan ebeveyn tutumu yaklaşımlarında baskın ve kontrolcü tutum ile yetişen çocukların doğrudan kendilerine yapılmasa da bağırmayı, dışlamayı, ayrımlaştırmayı normalleştirerek iletişimlerinde bu yolları kullanmaları kaçınılmaz bir sonuçtur. Araştırmalar da kontrolcü ebeveyn tutumunun çocuklardaki sonuçlarının baskıya boyun eğme,  mağdur olma ya da  başkaldırış sergileyerek baskının etkilerini zorbalık olarak sosyal çevresine yansıtma olarak ortaya çıktığını göstermektedir.

  Akran ilişkilerinde mağdur olan, “hayır“ diyemeyen veya çatışma çözmekte güçlük yaşayan çocuklar büyük olasılıkla ebeveynleri ile olan ilişkilerinde tercihleri ve kararlarında pek de özgür değiller. Ne kadar yemek yiyeceği, hangi pantolonun üzerine hangi gömleği giyeceği, kiminle arkadaşlık edeceği vb konularda karar verme, tercihlerinin farkında olma ve seçimleri doğrultusunda eyleme geçme becerisi çocuğunuzun mizacına uygun biçimde ona alanlar açmanız ve onu kabul edişinizle gerçekleşecektir. Çocuğunuzun okulda, mahallede akran ilişkisini yönetme biçimi sizi üzse de onu öncelikle izleyici olarak takip etmek, henüz sınırlı yaşamındaki her çatışmanın bir sonraki için iyi bir korunma ve gelişme alanı olacağının farkında olmak, mağdur ya da zorba olmaması için en basit ve öncelikli yaklaşımlardır.

Haydi sıra siz de! Kanepeye uzanın ve çocukluğunuza dönün. Size en çok hangi alanlarda müdahale edildi? Hangi alanlarda özerkliğiniz desteklendi? Hangi alanlarda daha yetkin, nerelerde daha güçsüzsünüz? 

Hande AKMAN


It might interest you!