
- 14 October 2022
- 297
- 0
Çocuk ve Bağlanma
Çocuklarda bağlanma, çocuğun anne rahmine düştüğü an gelişmeye başlar. Anne-çocuk bağlanması hem fiziksel hem psikolojik bir eksende işler. Ancak, bu süreç sekteye uğradığında, yani anne, çocuğunun sinyallerini tutarlı bir biçimde yanıtlayamadığı zaman, çocuk annesiyle güvenli bir bağ geliştiremez.
Güvenli bağlanma geliştiremeyen çocuklar dünyayı tehlikeli, beklenmeyen tehditlerle dolu bir yer olarak algılar. Çünkü güvende olma, anlaşılma ve sakinleşme gibi temel ihtiyaçları karşılar.
John Bowlby’nin Bağlanma Kuramı’na göre anne-çocuk bağlanması güvenli ve güvensiz bağlanma olarak ikiye ayrılır.
Bu kurama göre, çocuğun erken dönemde kendisine gösterilen ebeveynlik tutumları, annesine güvenli ya da güvensiz bağlanması onun yetişkin hayatındaki psikolojik dayanıklılığı, sosyal hayattaki duruşu ve ikili ilişkileri konusunda oldukça belirleyici bir roldedir.
Güvenli Bağlanma
Güvenli bağlanma, temelde annenin çocuğunun sinyallerini görüp zamanında vereceği uygun yanıtla gelişip güçlenir.
Annenin çocuğunun beden hareketlerinden huzursuzluğunu anlayıp kucağına alıp temasta bulunması, bazen sözel, bazen beden diliyle çocuğunun yanında ve güvende olduğunu hissettirmesi buna örnek olabilir.
Güvenli bağlanmada çocuk bağlandığı kişiden ayrıldığında huzursuzluk gösterir, o kişi döndüğünde ise neşelenir, olumlu davranışlar ile yetişkini karşılar. Güvenli bağlanmış olan çocuklar kendilerini güvende hissederler.
“Bir çocuğun ileride güvenli bir bağımsızlık duygusu geliştirebilmesi için sağlıklı bir bağımlılık evresinden geçmesi gerekir.”
Doğal Ebeveynlik, Martha Sears
Güvensiz Bağlanma
Kurama göre güvensiz bağlanma, kendi içerisinde “kaygılı”, “kaçınmalı” ve “karmaşık” bağlanma olarak üçe ayrılır. Bu tip bağlanmalarda anne-çocuk arasında duygusal açıdan bir yakınlık yoktur. Fiziksel ve duygusal temastan mahrum kalan çocukta nöral ağlar bu paralelde gelişir. Bu durumda ‘dünya güvenli bir yer değildir'.
Çocuklar, erken dönemde güvenli bağlanma gerçekleştiremediklerinde, ilerleyen dönemleri olumsuz etkilenmektedir. Genellikle karşıt gelme bozukluğu, davranış bozuklukları, travma sonrası stres bozukluğu ve kaygı bozuklukları yaşayan çocuklarda bağlanma sorunları görülebilmektedir. Bağlanma sorunu yaşayan çocukların mutlaka psikolojik desteğe ihtiyacı vardır.
BAĞLANMA BİÇİMLERİ ÇOCUĞU NASIL ETKİLER?
Ebeveyninden “Ben buradayım, seni duyuyorum, seni anlıyorum, sana değer veriyorum” mesajlarını alan, anlaşıldığını, değerli olduğunu, kabul edildiğini hisseden ve böylece güvenli bağlanan çocuğun hem kendine ve hem de çevresine güveni olumlu yönde desteklenecektir. Bu mesajları iletebilmenin en temel yolu dünyaya geldiği andan, hatta anne karnındaki dönemden itibaren onun olumlu veya olumsuz tüm duygusal sinyallerini anlamak, duygularıyla bağlantı kurmak, ona anlaşıldığını hissettirmek, duygularını yargılamadan, küçümsemeden veya göz ardı etmeden olduğu gibi kabul ederek ihtiyacına yanıt vermekten geçer.
Yapılan araştırmalar, yaşamın ilk yılında güvenli bağlanan çocukların, güvensiz bağlanan akranlarına göre daha az bağımlı olduklarını ve bunun bir sonucu olarak çevreyi keşfetmekte daha meraklı ve ilgili olduklarını ileri sürmektedir. Güvenli bağlanan çocuklar, zorluklar karşısında “Ben başa çıkabilirim” inancına sahiptirler. Stresli durumlarda yaşadıkları olumsuz duygularla daha iyi başa çıkabilirler. Dolayısıyla, güvenli bağlanan çocuklar sezgilerini kullanarak çevresini yönetmekte daha başarılı olurlar.
SUDE YILDIZ